Şeytan oltası, sadece misinanın ucuna takılan bir iğneden
ibaret bir oltadır. Böyle basit bir oltanın bu kadar verimli çalışmasını sadece
şeytan düşünebilirdi herhalde. Levrek,karagöz,mırmır,eşkina,istavrit gibi daha
birçok tür avlanabilmektedir.
İlk
şeytan oltası takımımı istavrit için hazırlamıştım. 0.16 misinanın önüne
bağladığım 8 no siyah çapraz iğne ile 300-400 gram arası azman istavritleri
yakaladığım da bu oltanın gerçekten şeytan işi olduğunu tecrübe etmiştim.Azman
istavritlerin peşine düştüğüm dönemde 500 gram civarı bir kikla yakalamış,yine
500-600 gramlık bir karagözü su üstüne çıkarmayı başarsam da 0.16 misina ile sudan
kesememiştim. Ve levrek... Gümüş balıklarının oynaklarına konsantre olmuş
istavritleri gözlerken iri yarı bir levrekle göz göze gelmiştim.Fakat beni
görür görmez ortalıktan toz olmuştu.Ama elbet onunda peşine düşecektim ve
yakalayacaktım.Taa ki 3 sene sonra..
Şubat
ayının son günleri bereketli havaların hüküm sürdüğü günlerdi.Savaş Abi ile
yine bir av planladık ve gece saat 22.00 civarı merada sözleştiğimiz gibi
buluştuk.Av bahane balık muhabbeti şahane tarzında bir giriş yaptığımız için
hava muhalefetine fazla umursamadan ava devam ediyorduk.Birde balık vursa hiç
bir derdimizin kalmayacağının farkındaydık.Ama hava şartları stabil
şartlarımızı zorlayacak gibiydi.İnce bir su perdesi gibi yağan yağmur ve hiç
etkisini kaybetmeyen soğuk bir esinti karadan üstümüze üstümüze esiyordu.Neyse
ki Savaş Abi bizi daha fazla üşütmemek için mücadeleye başladı.Kısa bir
mücadeleden sonra balığı kepçelemeyi başarmıştık.Yakışıklı bir baltabaş gecenin
ilk balığı olmaya hak kazanmıştı.
Şeytan
oltasıyla avlanırken kullandığım tek yem canlı iri boy tekedir.Eğer merada
balık olduğu takdirde çok yüksek verimle çalışan bir olta olduğu için balık
tutma ihtimaliniz çok yüksektir.Ava başladığımız iskelede devam
ediyorduk.Kovamızdaki canlı iri boy teke sayısı çok kısıtlı olduğu için avı
fazla uzatamayacağımızın farkındaydık:Henüz vuruş alamamıştım.Savaş Abi güzel
bir baltabaş daha alınca gecenin soğuğunu iyice üstünden atmıştı.Bende henüz
hareket olmadığı için yer değiştirmeye karar verdim.Savaş abide eşlik edince
birlikte yan iskeleden denemelere devam ettik.İkimizde bu av disiplinine alışık
olduğumuz için merada olduğumuzu bölge sakinlerine hissettirmeden oltalarımızı
suyla buluşturmuştuk.Çok uzun olmasa da kısa sayılamayacak bir süre sonra
inanılmaz kuvvetli bir vuruşla aksiyon benim içinde başlamıştı.Balık çok açıkta
vurmuştu.Güç ve hız kaybetmeden sol tarafımda bulunan yatların altına doğru yol
alıyordu.Savaş Abi gülerek "Ver oltayı,ben kontrol edeyim. "dedi.Bu
gülüşün sebebi Aralık ayında yapmış olduğumuz at-çek avında bu teklifi bir kez
daha sunmuş olması ve kabul etmemem sonucu kaçırdığım 7-8 kiloluk bir
levrekti.O balığı kaçırarak çok şey öğrendiğimin farkındaydım ama bir şeyler
öğrendiğimi göstermek içinde bu balığı sudan çıkarmam gerektiğinin
bilincindeydim.Kendi rekorumu kıracak olduğum büyüklükteki levrekle mücadele
etmek inanılmaz zevkliydi Ama Savaş Abinin o gülüşünden sonra bir korku almıştı
beni.Neyse ki son gülen iyi gülmüştü.Burnundan soluyan öfkeli bir boğayı
andıran müthiş bir balık kuyruk darbeleriyle iskeleyi dövüyordu.Öylesine
öfkeliydi ki oltanın mucidini bile korkutacak cinstendi.
Heyecanımı
yitirmeden ve balık tüm cazibesini ortaya koymuşken ilk yapılması gereken
fotoğraflarla bu anı tarihe not düşmekti.Çok güzel fotoğraflar çektikten sonra
kovada kalan son tekelerle oltalarımızı bir kere daha yemleyerek suyla
buluşturduk.Bu güzel levrek ara sıcak olmalıydı ki gecenin kapanışı da çok
güzel bir baltabaşla oldu.Son balıkta benim oltama vurmuştu ve yine açıkta rast
geldiği için levrek mi karagöz mü tereddüdünü aşmam biraz uzun sürdü.Sert kafa
darbelerinden dolayı baltabaş olduğunu anlamıştım.İskelenin ayaklarına
dolaşmasın diye dikkatlice su üstüne çıkardıktan sonra Savaş Abi kepçeleyerek
balığı sudan kesmişti ve derin bir nefesle birlikte avın sonuna gelmiştik.Çok
güzel fotoğraflarla süslediğimiz bir avı daha geride bırakmıştık.Daha güzel
avlar yaşayabilmeniz dileğiyle rastgele..