26 Mayıs 2016 Perşembe

LRF Üzerine Röportaj

1. LRF disiplinine nasıl başladınız?

LRF tekniğini ilk defa 2011 baharında 2.5 gramlık zokalara iliştirdiğim 4 cm'lik silikon kurtlarla iskele ayaklarının çevresinde iri istavrit avında tecrübe ettim. O zamana kadar sadece teke, midye vb. doğal yemler ve şeytan oltasıyla yakaladığım iri istavritleri sahte yemlerle yakalayabiliyor olmak beni çok heyecanlandırmıştı. İşin aslı o zamanlar tam anlamıyla bir LRF takımım olmadığı için LRF disiplininin gerçek keyfinden haberdar değildim. Bir süre 10-30 g atarlı spin kamışım ve silikon kurt/jighead kombinasyonlarıyla avlanmaya devam ettim. Yapay yemlerle yakalanmayacağını düşündüğüm farklı türler yakaladıkça bu disipline olan merakım arttı. Uzun bir süre dükkan dükkan gezip LRF için hafif ekipmanlar ve yeni yemler aradım. O zamanlar ülkemizde çok az insanın bilip uyguladığı bu disiplinle alakalı sektörün olmayışını fark etmem geç olmadı. Bugün baktığımızda ise her geçen gün daha fazla kişinin merak saldığı LRF disipliniyle alakalı ülkemizde dev bir sektör var.



2. LRF disiplininde sizi cezbeden şey ne?

LRF disiplini çok kapsamlı bir konu. Kullanılan yapay yem yelpazesinin çok geniş olması ve avlanabilecek tür sayısının fazlalığı LRF disiplinini bu kadar popüler yapan faktörlerin başında geliyor. Bu disiplinle neredeyse bütün balık türlerini yakalamak mümkün olduğundan diğer at-çek disiplinlerinin aksine avdan boş dönme ihtimali de yok denecek kadar az. Bir balığı doğal yemler yerine onların taklitleriyle yakalamak son derece heyecanlı ve eğlenceli bir iştir. LRF disiplini sayesinde bu duyguyu yaşamak çok daha kolay. Bu disiplinde beni cezbeden diğer bir faktörse kullanılan takımların çok hafif ve hassas olması. Bu sayede yakalanan en küçük balıkta bile müthiş bir heyecan ve mücadele yaşanıyor. Mücadele esnasında balığın tüm kafa darbelerini ve manevralarını kamışın ucunda hissetmek avcıya çok ayrı bir keyif yaşatıyor. Biraz daha iri balıklarda ise kelimenin tam anlamıyla adrenalin patlaması yaşanıyor. Maksimum eğilen kamış, hiç susmayan kalama sesi ve her an balığı kaybetme korkusu tarifi olmayan bir heyecana dönüşüyor. Kısacası LRF disiplini 7'den 70'e herkese hitap eden son derece kolay, eğlenceli ve heyecan dolu bir balıkçılık alternatifi sunuyor.




3. LRF için ne tür takımlar tavsiye edersiniz ve neden?

LRF disiplini her çeşit yapay yemin minyatür boyda olanlarıyla uygulanan, at-çek avcılığının en hafif sınıfıdır. Bu disiplinde takım seçimi, kullanılacak yeme ve o yeme verilecek aksiyon şekline göre yapılmalıdır. LRF kamışlarında "solid ve "tubular" olmak üzere iki ayrı uç tipi bulunur. Çok hafif silikon/jighead kombinasyonları için daha esnek ve kırılganlığı düşük olan solid uçlar, sert aksiyon isteyen maket ve metal yemler içinse esneme kabiliyeti düşük olan tubular uçlar tercih edilmelidir. LRF disiplininde kullanılan yemlerin büyük bir yüzdesini oluşturan silikon/jighead kombinasyonları için atış gramaj aralığı 0-5 g, 0.5-7 g gibi uç hassasiyeti yüksek olan ve 180-230 cm arası kamışlar, nispeten daha büyük ve hızlı balıkların hedeflendiği diğer uygulamalar içinse atış gramaj aralığı 0-10 g, 3-12 g vb. olan ve 180-270 cm arası kamışlar daha uygundur. Makine seçimi de kamışla uyumlu ve hafif olmalıdır. 500, 1000, 1500, 2000 ve büyük avlar için 2500 kalibrelik makineler bu iş için uygundur. Sarım hızı gerekmediği sürece 5.1, 5.3 gibi düşük devirli makineler tercih edilmelidir. Daha hızlı avlar içinse 5.7, 6.1 gibi yüksek devirli makineler daha uygundur. Bobinaj materyali olarak monoflament veya florokarbon misinalar kullanılacaksa 0.10-0.16 mm, büyük avlar hedefleniyorsa 0.20 mm'ye kadar kalınlıklar seçilmelidir. Vuruş hassasiyeti ve yem üzerinde tam kontrol içinse spectra ipler ve süper örgüler kullanılmalıdır. Görünmezlik, şokların absorbasyonu ve sürtünme direnci için bu iplerin önüne mono veya FC avcı beden ( leader ) misinarı eklemek avın verimini büyük ölçüde arttıracaktır. Spectra ipler/süper örgüler ve avcı beden misinaları için kalınlık tercihleri "0.04/0.16 mm", "0.06/0.16-0.18 mm", "0.10/0.18-0.20 mm ve üzeri" vb. olmalıdır.




4. LRF disiplininde ne tür yemler tercih ediyorsunuz?

LRF avlarında kullandığım yemlerin büyük çoğunluğunu silikon kurtlar ve 1-10 m derinlikler için 1.5-4 g arası jighead kombinasyonları oluşturuyor. Deniz kurtları en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün balıkların mönüsüne girdiği için bu tip yemlerle yakalanabilecek tür sayısı da diğer bütün yem tiplerinden daha fazla. Ben de LRF disipliniyle avlanmaya başladığımdan beri silikon kurt/jighead kombinasyonlarıyla sayısız balık türü yakalama fırsatı buldum. Çoğunlukla bu tip yemlerle avlandığım Marmara denizinde asıl hedefim olan iri istavritlerin peşindeyken eşkinadan, mırmıra, sargozdan, levreğe, iskorpitten, hani balığına, ispariden, kayabalığına, hemen hemen bölgede yaşayan bütün balık türlerini kandırdım. Şunu belirtmekte fayda var ki doğal deniz kurtları gündüz kaya ve midye aralarında saklanıp gece aktif oldukları için bu yem tipleriyle çok büyük oranla gece avlarında başarı sağladım. Gece avlarında en çok verim aldığım renk olan pembeyi beyaz, turuncu ve kırmızı renkleri takip etti. Bugüne kadar LRF disipliniyle silikon kurt/jighead kombinasyonları dışında mini jigler, mini maket balıklar ( dalan, batan, su üstü ), her türlü silikon balıklar, silikon karides/yengeç taklitleri, mini vibrasyon yemleri ve mini kaşık/döner kaşıklar gibi bütün yem tipleriyle balık yakalama şansı buldum. Özellikle Akdeniz avlarımda en çok keyif ve verim aldığım yem tiplerinden biri de mini jigler oldu. Mini jiglere kah micro jigging aksiyonu yaptırarak, kah hızlı düz sarımla çekerek melanurdan, lüfere, tralden, istavrite, zarganadan genç lahozlara kadar çok sayıda farklı türde başarı sağladım. Son zamanlarda en çok keyif aldığım LRF yemlerinin arasına mini popper'lar da girdi. Kamışa küçük titreşim hareketleri yaptırarak çektiğimiz mini popper'a gelen su üstü saldırılarını seyretmek bile ayrı bir keyif. Ayrıca mini popper'ların en isteksiz balıkları bile mıknatıs gibi kendine çektiğine de defalarca kere şahit oldum. Kısacası LRF disipliniyle avlanırken yeni şeyler denemek ve olumlu sonuçlar aldığımı görmekten büyük keyif alıyorum.





5. LRF disiplini için özellikle tavsiye edebileceğiniz bir yem tipi var mı?

Hedeflenen balık türüne ve mera şartlarına göre yem tavsiyelerim değişse de genel olarak tavsiye edeceğim tek bir yem tipi sorulursa cevabım kesinlikle silikon kurt/jighead kombinasyonları olur. Bu tip yemlerle tatlı su ve denizlerde her zaman için kandırabilecek bir ya da birden fazla tür vardır. 4/6/8 numara iğneli hafif bir jighead ve 2-5 cm arası silikon kurt kombinasyonlarını özellikle kayalık diplerde yukarı aşağı oynatarak gezdirdiğimiz taktirde vuruşun gelmesi uzun sürmez. Koku esanslı bir sıvı içerisinde satılan silikon kurtlarsa kelimenin tam anlamıyla balıkları kendine çeker. Fakat bu yemlerin kokusuz silikon kurtlara göre kolay parçalanma ve pahalı olma gibi dez avantajları da vardır. Silikon kurt/jighead kombinasyonlarıyla avlanırken bazen küçük ağızlı ve dişli balıklar tam bir baş belası olabilir. Bu gibi durumlarda yemi daha avcı yapmak ve yem kesilmelerini en aza indirmek için jighead iğnesine ilave küçük bir hırsız iğne ekmekte fayda vardır.



6. LRF disiplininde başarı sağlamak için en önemli faktörler nelerdir?

Bence LRF disiplininde başarılı olmanın birinci kuralı hedefimizi doğru belirlemek ve balık davranışlarını iyi bilmektir. Balığı nerede, ne zaman arayacağımız, oltamızın ucuna hangi yemi takacağımız ve yeme ne tür aksiyonlar vereceğimiz gibi bütün soruların cevabı hedefimizdeki balığı iyi tanımaktan geçer. Hedefimizi iyi belirleyip, o hedef doğrultusunda doğru zamanda, doğru yerde, doğru ekipmanla denediğimiz taktirde başarılı olmamızın önünde hiç bir engel yoktur.



7. LRF yemlerine nasıl ve neye göre aksiyon veriyorsunuz?

İşte cevaplaması en zor sorulardan biri bu. Yeme verdiğim aksiyon şeklini etkileyen çok fazla değişken olsa da elimden geldiğince nelere dikkat ettiğimi anlatmaya çalışacağım. Öncelikle her yem tipinin kendine has bir veya birden fazla aksiyon şekli vardır. Bunlar bilindikten sonra geriye balıkların genel karakterlerine, mevsimlere, hava şartlarına, bölgelere ve günün saatlerine göre değişkenlik gösteren beslenme aktiflik seviyelerine göre aksiyon tipini seçmek kalıyor. En çok kullandığım yem tipi olan silikon kurt/jighead kombinasyonlarından başlayacak olursam, öncelikle hedeflediğim balığa göre yemi hızlı mı, yavaş mı, dipten mi, yüzeyden mi çekeceğime karar veririm. Örneğin iri istavrit hedefiyle sığ bir sahilden avlanıyorsam yem suya düşer düşmez orta hızda düz sarımla çekmeye başlarım. Aynı balığı derin bir iskelenin ayaklarının çevresinde arıyorsam da yemi tamamen diplettikten sonra kah orta hızda düz sarımla, kah sarmayı bırakıp yemi yukarı aşağı zıplatarak, kah hem sarıp hem zıplatma aksiyonu yaptırarak balığın bulunduğu derinliği bulmaya ve ilgisini çekmeye çalışırım. Silikon kurt/jighead kombinasyonlarıyla eşkina, mırmır, sargoz, kikla gibi dip balıklarını hedeflediğim zamanlarda ise aynı aksiyonları mümkün olduğunca dibe yakın mesafede vermeye çalışırım. Burada temel mantık balığın dikkatini çekmek olduğundan kişi kendi tercihlerine göre farklı aksiyon şekilleri deneyerek de olumlu sonuçlar alabilir. Çok fazla balık türü, yem tipi ve aksiyon şekli olduğu için bu kadar fazla kombinasyonu tek tek anlatmaya çalışmanın çok gerekli olmadığı kanısındayım. Son olarak kendi keşfettiğim ve çok başarılı sonuçlar aldığım bir aksiyon şeklinden daha bahsetmek istiyorum. Özellikle zargana, tral, lüfer, yazılı orkinos ve melanur gibi yüzeye yakın avlanan hızlı balıklar için 8-12 g arası mini jigleri kamışın ucunu yukarı kaldırıp hızlı sarım ve küçük titreşim aksiyonlarıyla çektiğimde balıkların daha iştahlı saldırdığını gördüm. Tıpkı bir su üstü sahtesi gibi su yüzeyini çizerek gelen jigin çıkardığı ses ve titreşim civardaki avcı balıkların dikkatini çekerek tepki vermelerini sağlıyor. Eminim sizin de bunun gibi kendinize has birçok aksiyon şekli vardır. En doğru aksiyon şeklini bulmak için bazen balık gibi düşünmek gerekebilir.



8. LRF meralarında hangi kıyı özelliklerine dikkat ediyorsunuz? Rüzgar yönü, deniz seviyesi ve ayın hareketlerini dikkate alıyor musunuz?

Mera seçimimi büyük ölçüde hedefimdeki balığa göre yaparım. LRF disiplininin en güzel yanlarından biri de bu disiplinle avlanabilecek tür sayısının fazlalığı ve bu türlerin diğer büyük avcı balık türlerine göre daha yaygın oluşudur. Bu sayede uygun bir mera bulup keyifli vakitler geçirmeye başlamadan önce fazla uzağa gitmeye gerek kalmaz. Ayrı ayrı bütün balık türleri için mera tercihlerimden bahsetmek yerine, yem ve balık çeşitliliği bakımından zengin olan ideal LRF meralarına değinmenin daha doğru olacağı düşüncesindeyim. Şimdiye kadar gerçekleştirdiğim bütün bereketli LRF avlarını gözden geçirdiğimde iskeleler, liman mendirekleri, kayalık sahiller, dip tabiatı midye, kaya, yosun karışımı sığ kıyılar ve ırmak ağızları ön plana çıkıyor. Ayrıca yem bakımından zengin olan limanlar, yat marinaları ve balıkçı barınaklarının içleri de birçok türe ev sahipliği yapan bereketli LRF meraları olarak düşünülebilir.


Rüzgar durumu LRF avlarımda en önem verdiğim faktörlerden biridir. Çok hafif silikon kurt/jighead kombinasyonlarıyla avlanırken kafadan alınan şiddetli rüzgar atış mesafesini ciddi biçimde kısalttığı için istemeyen bir durumken, özellikle gündüz avlarında denizden karaya doğru esen şiddetli rüzgarla birlikte karışan kıyılar micro jiglerle avlanmak için en uygun koşullardandır. Bizim sularımızda deniz seviyesi çok fazla değişkenlik göstermediği için deniz seviyesi ve ayın hareketleri dikkate aldığım etkenler değil.


9. Daha önce hiç avlanmadığınız bir bölgede olta atacağınız noktayı nasıl belirlersiniz?

İşin aslı, yeni bir av noktası belirlemeden önce yaptığım ilk şey o bölgenin tecrübeli balıkçılarından bölge hakkında bilgi toplamak olur. Sosyal paylaşım platformlarında paylaşılan güncel av raporlarını takip etmek de önemli bilgi toplama yollarından biridir. Hakkında bilgi sahibi olmadığınız bir mera bütün uygun özelliklere sahip olsa bile ticari balıkçılar, bilinçsiz oltacılar ve zıpkıncılar tarafından aşırı av baskısına maruz bırakılarak içi boşaltılmış olabilir. Bu nedenle bölgenin güncel balık durumu hakkında bilgi toplamak önemlidir. Hiç bir şekilde bilgi edinemediğim zamanlarda ise hedefimdeki balık için en uygun tabiata sahip olan noktalarda denemeler yaparak kendi meramı bulma yoluna giderim.


10. LRF disiplinine yeni başlayacaklar için anahtar tavsiyeleriniz var mı?

LRF disiplinine yeni başlayacak olanların öncelikli hedefi çok ve büyük balık yakalamaktan ziyade büyük keyif almak olmalıdır. Bu disiplin bize her zaman büyük balıklar vadetmese de en küçük balıkta bile büyük keyif yaşamayı vadediyor. Doğru ekipmanlarla deniz kenarına inip birkaç balık yakaladıktan sonra LRF takımlarını bir daha asla yanınızdan ayırmak istemeyeceksiniz. LRF disiplininde biraz ustalaştıktan sonra da hatrı sayılır büyüklükteki balıklarla adrenalin dolu mücadeleler yaşamaya başlayacak ve ince takımlarla mücadele etmenin hazzını iliklerinize kadar hissedeceksiniz.



11. Paylaşmak istediğiniz özel bir LRF anınız var mı?

Geçmişe dönüp LRF disipliniyle gerçekleştirdiğim avları hatırladığımda gözümün önüne o kadar çok unutulmaz av deneyimi geliyor ki, hepsi birbirinden heyecanlı, birbirinden özel anlardı. Ayrım yapmak çok zor olsa da içlerinden bir tanesi benim için ayrı bir önem taşıyor. 2015 mart ayında incecik bir LRF takımı ve 10 gramlık kurşun kafalı silikon balıkla yakaladığım yaklaşık 5 kiloluk sarı kuyruk şimdiye kadar yaşadığım balıkçılık deneyimlerim arasında beni en çok heyecanlandıranlardan biri olmuştu. Balık oltaya vurup muazzam bir hızla makinemden misina boşaltmaya başladığında ilk düşündüğüm bu balığı asla durduramayacağım ve makinemdeki ipin tamamen boşalacağı olmuştu. Maksimum eğilen kamışım ve süratle boşalan makinemle hiç bir şey yapamadan beklediğim anlarda kendimi oltanın ucundaki balık karşısında aciz hissetmiştim. Heyecandan dizlerim titreyerek beklediğim 5 dakikalık fişeklemeden sonra nihayet balık yorulma emareleri gösterince mücadeleye başladım. Bana bir ömür gibi gelen 15 dakikalık mücadelenin sonunda hayatımın LRF trofesini kepçeleyip dışarı almayı başardım. Bu avdan önce ve sonra bunun gibi daha nice anılırım oldu. Peki siz ince takımlarla avlanmanın büyülü dünyasıyla tanışmak için ne bekliyorsunuz?


9 yorum:

  1. Gerçekten güzel ve açıklayıcı bir röportaj olmuş.Okurken bile balığa çıkasım geldi.Başarılarının devamını dilerim.

    YanıtlaSil
  2. süper bir röportaj, tebrikler!!

    YanıtlaSil
  3. Cok guzel röpörtaj olmus savaş kardeşim. Ağzına saglık. Açıklayıcı heyecanlı ve bır okadar da öğretici. Zengin içerikli bir röpörtaj olmus Tesekkurler.

    YanıtlaSil
  4. Cok guzel röpörtaj olmus savaş kardeşim. Ağzına saglık. Açıklayıcı heyecanlı ve bır okadar da öğretici. Zengin içerikli bir röpörtaj olmus Tesekkurler.

    YanıtlaSil
  5. Fevkalede bir röpörtaj.Desene tüm dünyada nam salıcan abi :)

    YanıtlaSil
  6. Sizi tebrik ederim, Savaş bey yaşadığınız onlarca deneyimi biz deniz ve tatlı su balık tutkunlarına güzel bir armağan olarak gördüm..
    Başarılarınızın devamını canı gönülden dilerim...

    YanıtlaSil
  7. Harika bir kaynak!!Ağzınıza sağlık...

    YanıtlaSil
  8. lrf balıkçısının el kitabı.her lrfçinin başuçunda bulundurması gerekiyor. ağzınıza sağlık :)

    YanıtlaSil
  9. Kurşun yakıyormuyuz ileri atmak için ?

    YanıtlaSil