8 Nisan 2016 Cuma

Sahalara Dönüş

Uzun zamandır bloga yazı yazmadığımın farkındaydım ancak bugün en son yazımı ne zaman yazdığıma bakana kadar aradan bu kadar zaman geçtiğinin farkında değildim. 20 Kasım 2014 tarihindeki "Lüfer Bayramı" yazımdan bu yana tam tamına 505 gün geçmiş. Bunca süredir bloga katkıda bulunamamamın elbette tembellik dışında birçok nedeni var. Bunlardan teker teker bahsedip, sizi çok da ilginizi çekmeyecek özel hayatımın detaylarına boğmak istemiyorum. Ancak hayatımdaki tüm bu devinimlerin yansımasını "daha az zaman, daha az balık" şeklinde özetleyebilirim. 

Balık ve deniz öylesine tutkular ki, her ne kadar onlardan uzak da olsanız, aklınızın köşesinde onlarsız bir gün geçirmiyorsunuz. Aylardır elinize balık pulu değmese de, en olmadık toplantının orta yerinde aklınıza düşüveriyor balığın sudan çıkmadan hemen önceki parıltısı. Gün geliyor, haftalar, aylar sonraki balığa çıkma ihtimalinizi iple çeker oluyorsunuz. Ancak pek çok zanaat gibi balıkçılık da nankör bir uğraş. Arayı uzun tuttuğunuzda elinizin mayası bozuluyor. Atışlarınız yakın düşüyor, verdiğiniz aksiyonlardaki ince detaylar kayboluyor ve sonuç, kavuşmayı beklediğiniz hayal hüsran ile bitiyor. Geçtiğimiz yılın özeti buydu benim için. Birkaç hatrı sayılabilecek av haricinde sezonu tamamen boş geçirdim. Yine de yazıya biraz renk katmak adına geçen sezona ait birkaç fotografı paylaşmak istiyorum:






Bugünlerde havaların ısınması ve günlerin uzamasıyla içimdeki kurt tekrar hareketlenmeye başladı. Zamanım kısıtlı olduğu için evimin yakınından yemeklik avların peşinde koşuyorum. Hoş, henüz bir sonuç alabildiğim yok ancak oltama gelen iki üç istavritin tıkırtısı bile kalbimin telini titreştirmeye yetiyor. Umarım gelecek sezon benim için burada anlatılacak hikayelerin daha çok olduğu bir sezon olur. 

Sevgiyle kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder