25 Aralık 2013 Çarşamba

Yakala & Bırak

Uzun süredir amatör olarak balık tutup da hayatında hiç balık salmamış olan yoktur diye tahmin ediyorum. En az balık salan bile bir kaç ufak balığı incitmeden suya iade etmiştir. Eskiden olsa bu kadar emin konuşmazdım ama son yıllarda birlikte avlandığım balıkçılar ve sosyal paylaşım platformlarında paylaşımda bulunan balık tutkunlarından edindiğim izlenim her geçen gün biraz daha bilinçlendiğimiz yönünde. Ne mutlu bize ki artık yavaş yavaş asıl amacımızın keyif için balık tutmak olduğunun farkına varıp avladığımız balıkların tamamını et olarak görmekten uzaklaşıyoruz. Saldığımız balık ufacık bir izmarit bile olsa bize yaşattığı duygu tarif edilemez. Bir canlının canını bağışlamanın hazzı, tavada pişirip yemenin hazzından katbekat büyüktür.


Olta balıkçılığı taze balık tüketmek için önemli bir araç olsa da uzun ömürlü ve sportif avcılık yönünden değerli olan bazı balık türleri hiç bir zaman besin kaynağı olarak görülmemelidir. Ülkemiz iç sularında yaşayan sazan ve turna balıkları bu türlere örnek olarak verilebilir. Hepimizin hayalini kurduğu 120 cm üzeri bir turna ve 15 kg üzeri bir sazanın yetişmesi için en az 20 yıl geçmesi gerekir. Kendi hayatınızı gözünüzün önüne getirip düşündüğünüzde 20 yılın çok uzun bir zaman dilimi olduğunu göreceksiniz. Bu türleri salmanın verdiği hazzı bir kenara bırakalım ileride hayalini kurduğumuz trofeleri yakalayabilmemiz de yakala&bırak disiplinini herkesin uyguladığı bir kültür haline getirmemize bağlı.




Önemli bir konunun farkına varmamız gerekir. Olta balıkçılığı gibi büyük tutkulardan olan zıpkın ve kara avcılığına gönül verenlerin, tutkularının kaynağı olan av hayvanlarını avladıktan sonra canlarını bağışlamak gibi bir lüksleri yok. Olta balıkçıları olarak bizlerin ise sahip olduğumuz kaynaklara zarar vermeden dilediğimizce avlanma şansımız var. Ama maalesef bu şansımızın çok fazla farkında değiliz. Bu bilinç er ya da geç bizim ülkemizde de oluşacak. Herkesin balık yatağı kullandığı, yakaladığı devasa balıklarla birbirinden güzel fotoğraflar çektirdikten sonra suya iade ettiği günler gelecek. O günleri hem kendimiz yaşamak hem de çocuklarımıza yaşatmak istiyorsak yakala&bırak mantığını bir an önce benimsemeliyiz. Biz benimsersek bizden örnek alacak olan çocuklarımız zaten benimseyecektir. Size küçük bir tüyo vereyim. Balığı salarken kulağına "büyü de gel" diye fısıldayın. Büyüyüp tekrar geldiğini göreceksiniz.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder