28 Mart 2013 Perşembe

Şeytan Oltası

Elimi teke kovasının içine daldırıp yakaladığım irice bir tekenin kafasını koparıp kabuğunu soydum. Tekenin içinden çıkan fasulye tanesi büyüklüğündeki şeffaf eti tahtanın üzerinde maket bıçağıyla dilimledikten sonra küçük bir parçasını, incecik bir misinanın ucuna özenle bağladığım sinek kancasına taktım. Hemen önümdeki berrak suyun altında, istavritler rıhtım duvarına paralel devriye geziyordu. Teke içiyle yemlediğim şeytan oltasını önüme bırakıverdim. Hava rüzgarsız, deniz süt liman olduğu için takıma kurşun eklemeye gerek görmemiştim. Kurşunsuz takımın ucundaki yemin ağır ağır dibe batışını seyretmeye başladım. Yem yarım metre kadar dibe inince istavritler yemi fark edip hamle yaptı. İçlerinden en irisi yemi vakumlayarak tek hamlede yuttu. Artık göremediğim yemin balığın ağzında olduğunu biliyordum. Hafifçe bir tasma vurunca balık yan yatıp ayna gibi parladı. Kocaman ağzını açıp ne olduğuna anlam veremediği şeyden kurtulmak için mücadele eden balığı zorlanmadan dışarı aldım. Avucumun içinde sımsıkı tuttuğum, bir karıştan biraz büyükçe olan istavritin ağzından kancayı çıkarırken yine o kendine özgü sesi çıkardı. Çırpındıkça kuyruk kısmındaki plak pulları avucumun içini yırtsa da, ellerim zaten zımpara yüzeyine dönmüş olduğundan umursamadan balığı kovaya attım. Yarısına kadar istavritle dolu kovanın içinden, son yakaladığım balıkların kuyruk darbeleriyle dışarı sıçrayan sulara aldırış etmeden kancaya yeni bir yem takmaya koyuldum...



2001 haziranında yaşadığım bu avın anısı da şeytan oltasıyla yaptığım bir çok avın anısı gibi hafızama kazınmış durumda. Bana hayatımın en keyifli avlarını yaşatan şeytan oltası, beden misinasının ucuna bağlanmış tek bir adet kancadan oluşan çok basit bir olta takımıdır. Basit olmasına basittir ama bu takımın marifetleri büyüktür. Şeytan oltasıyla tatlısuda ve denizde hemen hemen her türlü balığı yakalamak mümkündür. Doğru zamanda, doğru yerde ve doğru yemle kullanıldığı taktirde en avcı takımlardan biridir. Benim de çocukluğumdan bu yana en çok kullandığım ve keyif aldığım takımdır.

Şeytan oltası, kancaya taktığımız ölü ya da canlı yemin, en doğal şekilde dibe batmasına veya yüzmesine olanak verir. Şeytan oltasında balığı rahatsız edebilecek hiç bir aksesuar yoktur. Bir takım ne kadar basit ve doğalsa o kadar avcıdır. Şeytan oltasının tek kancalı basit bir düzenek olmasının diğer bir avantajı da takım üzerinde misinanın mukavemetini etkileyecek  fazlaca düğüm olmamasıdır. Bir takımı oluşturan misina üzerindeki en zayıf yerler kanca, fırdöndü veya kösteklerin bağlandığı düğüm noktalarıdır. Misina herhangi bir yerinden aşırı zedelenmemiş ise haddinden fazla zorlandığında kopacağı yer düğüm noktalarından biridir. Bu sebepten dolayı takım hazırlanırken beden misinası olarak köstek misinalarından daha kalın misinalar kullanılır. Şeytan oltası ise tek bir kancadan ibaret olduğundan tüm takımın kalınlığı aynıdır. Bu sayede balığı çekebilecek minimum kalınlıkta misina kullanabilmemize olanak sağlar.





Şeytan oltası genellikle balığın kıyıya yaklaştığı, çok derin olmayan yerlerde kullanılır. Rıhtım, iskele ve mendirek kayalıkları şeytan oltasıyla avlanmak için en uygun yerlerdir. Bu gibi yerler midye ve diğer besinler yönünden zengin olduğundan bir çok balık türünü kıyılara çeker. Marmara ve Karadeniz'den örnek verecek olursak, bir iskelenin midyelerle kaplı ayakları, istavrit, izmarit, lapin, kikla, ispari, mırmır, sivriburun ve baltabaş karagöz, yazılı hani, eşkina, levrek, kefal, iskorpit ve gelincik gibi bir çok balık türüne ev sahipliği yapar. Böyle bir yerde hemen altımızda dolanan balıkları yakalamanın en keyifli yolu şeytan oltasıdır. Hedeflenen balığa göre teke, mamun, midye, kurt ya da ekmek içiyle yemlenen şeytan oltası yemin ağırlığıyla bir kaç metre ileriye atılarak ağır ağır batması beklenir. Karakterine göre balık suyun her hangi bir katmanında yeme vurabilir. Balığın vurduğunu hisseden balıkçı direk tasmalamak yerine bir miktar boşluk vererek balığın yemi tamamen yutmasını beklemelidir. Balık ağzında yemle birlikte ilerlerken misinanın balıkçının parmaklarının arasından akması apayrı bir keyiftir.






Şeytan oltasında kullanılan misina ne kadar ince olursa avın verimi ve heyecanı o kadar artar. 2 kg'ye kadar olan levrekleri yakalamak için 0.18 mm'lik misina yeterli olacaktır. Ancak çok ince şeytan oltalarıyla avlanırken balığa misina koparttırmamak için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Öncelikle, balıkla mücadele ederken şeytan oltasını kullanmayı iyi bilmek gerekir. Misina parmaklarımızın arasında balığı yoracak kadar sert, misinanın aşırı gerilip kopmasını engelleyecek kadar yumuşak tutulmalıdır. Balık fişeklediği zaman balıkçı çekmek yerine misinayı hafifçe tutarak parmaklarının arasından akmasına müsaade etmelidir. Balık yorulduğunda ise her an fişekleme ihtimaline karşın misina çok sıkılmadan ağır ağır çekilmelidir.






Şeytan oltasında kullanacağımız misinanın seçimi de çok önemlidir. Bence şeytan oltası için misina seçimindeki en önemli kriter düğüm mukavemetidir. Düğüm mukavemeti kötü olan bir misinanın kancanın bağlandığı düğüm noktasından kopma ihtimali yüksektir. Ben her zaman misina seçimi yaparken alış veriş yaptığım dükkan sahibinden istediğim bir adet kancayla misinanın düğüm mukavemetini test ederim. Şayet misina vurdurmadan yavaş yavaş kuvvet uyguladığımda düğüm yerinden kopmuyorsa satın alırım. Düğüm mukavemetini etkileyen bir diğer faktörse düğüm tekniğidir. Çok ince takımlarla avlanırken düğüm mukavemetine en az etki eden düğümler tercih edilmelidir. Düğüm sıkılmadan önce tükürükle ıslatıldıktan sonra sıkma işlemi yavaşça yapılmalıdır. Bu sayede üst üste binen misinanın sürtünmenin etkisiyle ısınarak birbirini kesmesinin önüne geçilmiş olur. İnce takımlarla avlanırken tasmalama hareketini çok sert yapmaktan da kaçınılmalıdır. Aksi taktirde zaten ince olan misina tasmalamanın kuvvetiyle düğüm yerinden kopabilir.

Bütün bunlara dikkat edildiği taktirde incecik takımlarla gayet büyük balıklar yakalamak mümkündür. Şeytan oltası, özellikle levrek ve kefal gibi kalın misinayla avlanması güç olan balıkların avında büyük avantaj sağlar. İnce misina kullanmak bir çok durumda avantaj sağlasa da bazı balıkların avında risklidir. Örneğin eşkina ve karagöz gibi bazı balık türleri oltaya yakalandıklarında nispeten fazla mücadele verdikleri ve mücadeleleri esnasında en yakın mağaraya kaçma eğilimi gösterdikleri için misinaya boşluk vererek balığı yormaya çalışmak risklidir. Balığın misinayı kayalara kestirerek koparmasını önlemek için bir an önce yukarıya çekilerek dipteki kayalardan uzaklaştırılması gerekir. Bu yüzden bu tür balıkların avında aşırı ince misina kullanmaktan kaçınılmalıdır. Şimdiye kadar şeytan oltasıyla yapmış olduğum avlarda 0.18 mm'lik takımla 2.7 kg ve 0.20 mm'lik takımla 4 kg ağırlığında levrekler yakalamayı başarmış olmama rağmen, çok sefer 1 kg civarı karagözlere 0.28  mm'lik takım koparttığım olmuştur.






Hafif rüzgarlı havalarda ve akıntılı sularda şeytan oltasıyla avlanırken kancanın 1-2 karış gerisine çok ağır olmayan kıstırma kurşunlar ilave edilebilir. Kafadan alınan aşırı rüzgarlı havalarda ve akıntının çok şiddetli olduğu zamanlarda ise şeytan oltasıyla avlanmak güçtür. Şeytan oltası ve tekeyle levrek peşinde koşmayı planlayanlar için ufak bir hatırlatma yapmakta fayda görüyorum. Geçmiş avlarımdan edindiğim tecrübelere göre levrek avında kullandığımız teke ne kadar iri ve hareketliyse levreğin dikkatini o kadar fazla çekiyor. Bu nedenle gereğinden fazla büyük kancalar kullanmaktan ve kancayı tekenin hareketini kısıtlayacak şekilde takmaktan kaçınılmalıdır.

5 yorum:

  1. Bu güzel yazın için çok teşekkürler Savaş.

    YanıtlaSil
  2. Kalemine ve yüreğine sağlık, okumaktan çok keyif aldım.Rastgele...

    YanıtlaSil
  3. çok ustaca bir yazı...emeğine sağlık...

    YanıtlaSil
  4. Eline saglik keyifle okuncak bir yazi

    YanıtlaSil
  5. Eline saglık çok keyifli bir yazıydı bende amatör balıkçıyım ve biraz ustalardan fikir almak taktiklerini ögrenmek güzel ve keyifliydi. Teşekkürler...

    YanıtlaSil